22 Mayıs 2018 Salı

Alerjik Rinit Nedir?



Alerji semptomları, vücudun bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye yanıt vermesi ile başlıyor. Bunu da alerjenin giriş yerine antikor göndererek yapıyor. Alerjen ve antikor arasındaki savaş, kana çeşitli kimyasal maddelerin salınımına neden oluyor. Kimyasal maddeler de alerjik hastalık belirtilerine yol açıyor. Alerjik rinit, son 10 yılda Avrupa’da sıklığında artış olsa da hayatı tehdit eden bir hastalık olmaması ve tavsiye üzerine alınan ilaçlarla doktora gitmeden geçici yarar sağlanabilmesi sebebi ile nadiren ciddi bir problem olarak değerlendiriliyor.

Alerjik rinit belirtileri; Hapşırma, gözlerde ve burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve bazen baş ağrısı olarak sıralanıyor. Bazı hastalarda işitme problemleri, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve öksürük görülebiliyor. Alerji yakınmaları bazı kişilerde bütün bir yıl boyunca sürerken, bazı kişilerde ise sadece belirli mevsimlerde artış göstermektedir. Mevsimsel alerjik rinit yada bahar nezlesi olan kişilerin yakınmaları ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkıyor. En sık neden olan alerjenler; Çim, ağaç ve yabani ot polenleri olarak bilinmektedir.

Sinüzit Tedavisi Nedir?

Sinüslerin iltihabı olan sinüzit, Türkiye’de ortalama olarak 15 Milyon kişiyi etkileyen, oldukça önemli bir sağlık problemidir. Sinüs deliklerinin tıkanması sonucu oluşan hastalık, kronikleşerek hayat kalitesini de bozmaktadır. Sinüzitin cerrahi yönetimle tedavisi, yani sinüzit tedavisi, burun içi dokulara zarar verdiği için oldukça fazla sayıda kişi ameliyat ve uzun süren iyileşme süreci korkusundan dolayı tedaviyi ertelemektedir.

Sinüzit tedavisi adına yeni bir yöntem olan balon sinüsoplasti, burun içerisindeki dokulara hiç zarar vermeden, kansız, tampon gerekmeden ve kesin olarak 20 dakikada sinüsleri açabilmektedir. Hasta aynı gün taburcu edilerek, ertesi gün normal yaşantısına, normal bir şekilde geri dönebilir. Sinüzit, hipertansiyon ve romatizmadan daha fazla görülmek ile birlikte yaşam kalitesini şeker hastalığı ve kalp hastalıklarından bazen daha da fazla bozmaktadır.

İzmir Kürtaj Nedir?



Kürtaj, genel olarak vücudun boşlukları içerisinde bulunan ve istenmeyen dokuları kazıyıp, almak olarak tanımlanan bir rahim işlemidir. Yaygın anlamıyla istenmeyen yada sorunlu gebeliği sonlandırılmak için gerçekleştirilen tıbbi işleme verilen isimdir. Her tıbbi müdahalede olduğu gibi kürtaj işleminde de bazı riskler mevcuttur; Kanama, rahim delinmesi, rahim içerisinde parça kalması ve enfeksiyon. Bu risklerin görülme olasılığı, işlemin yapıldığı merkezin kullandığı ürünlerin kalitesi ve hijyenine, çevrenin hijyenine ve müdahaleyi yapan uzmanın becerisi gibi etkenlere göre değişiklik göstermektedir.
İşlem sonrası hafif kasın ağrısı ve adet kanamasına benzer bir kanama dışında bir şikayet görülmemektedir. Hastalar genelde bir hafta sonra kontrole çağırılır ve rahim içerisinde parça kalıp, kalmadığına bakılır. Eğer içeride parça kalmış ise bu durumda rahim içerisine tekrar ufak bir müdahale ile izmirde kürtaj işlemi gerçekleştirilebilir.

İzmir Kızlık Zarı Dikimi

Kızlık zarı dikimi, geçici kızlık zarı dikimi ve kalıcı kızlık zarı dikimi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Kızlık zarı genellikle ilk cinsel ilişki sırasında yırtılmaktadır. Bunun dışında mastürbasyon esnasında vajinanın içerisine bir şey sokulduğu durumda da kızlık zarı yırtılması söz konusu olabilir.
Kızlı zarı yırtılması sonrasında kanama ortaya çıkabilir veya bazen hiç kanama olmayabilir. Acı da kişiye göre yaşanabilir de, yaşanmayabilir de. Yapılan bir jinekolojik muayene sonucunda kızlık zarının bozulup, bozulmadığı bir jinekolojik inceleme ile araştırılır. Bazı şüpheli durumlarda daha detaylı bir görsel inceleme zorunlu hale gelebilir.

Adet Düzensizliği Nedir?

Adet kanamalarının normal periyodunun dışına çıkması adet düzensizliği olarak bilinir. Normal bir adet döngüsünde, bir adet döneminin başlangıcı ile bir sonraki dönemini başlangıcı arasında 21 ila 35 gün vardır. Kanama en fazla 8 gün sürer, aşırı ağrı ve kanamalar gerçekleşmez. Bütün bu tanımlamaların sapması, adet düzensizliğine işarettir. Normal şartlarda ergenlik çağına girildiğinde ilk kanamayı takiben yaklaşık 2 yıl içerisinde adet kanamaları düzene girer.
Sık adet görmek, seyrek adet görmek, hiç adet görmemek, adet ortası kanamalar, adet sırasında aşırı kanama yada az kanama, adet süresinin uzun yada kısa olması, adet düzensizliği belirtileri olarak gözden geçirilebilir.

Meme Kanseri Nedir?



Meme içerisinde kanserleşen bir hücrenin, bir tümör oluşturması ve bir uzmanın muayene sırasında anlamasına yada radyolojik incelmede belli olmasına kadar bir hayli uzun zaman geçmektedir. Kadınlar genellikle en az 1 cm boyutuna ulaşmış bir kitleyi, elle kontrol yöntemi sayesinde fark edebiliyorlar. Günümüzde meme kanseri belirtilerinin teşhisinin çoğu, kişinin kendisi tarafından gerçekleştirilmektedir.

Meme kanseri, süt bezleri veya sütü meme başına taşıyan kanalları döşeyen hücrelerden gelişiyor. Nedeni tam olarak bilinmemek ile birlikte, genetik yatkınlık oluşturan gen mutasyonu, meme kanseri riskini arttırıyor. Meme kanseri, memenin süt bezlerinde ve üretilen sütü, meme başına taşıyan kanalları döşeyen hücreler arasında çeşitli etkenler sonucu kontrolsüz şekilde çoğalan ve başka organlara yayılma potansiyeli taşıyan hücrelerden meydana gelen tümöral oluşumdur.

Meme Başı Akıntısı Nedir?

Memenin bir salgı bezi olması nedeni ile zaman zaman meme başından akıntı gelebilir. Çoğu zaman önemli olmamakla birlikte nadir de olsa bir kanser belirtisi olabilir. Eğer gebelik sonrası bir süt verme durumu yok ise meme başından gelen sıvı, meme akıntısı olarak değerlendirilmektedir. Meme başında süt kanallarının açıldığı birden fazla ağız vardır. Meme başı akıntısı tek bir ağızdan da gerçekleşebilir, her iki ağızdan da.

Meme başı akıntısı, yaş arttıkça yaşanma olasılığı artan bir hastalıktır. Genellikle doğum yapmış kadınlarda meme başı akıntısı yaşanmaktadır. Eğer her iki memeden birden akıntı var ise bu daha çok tüm vücudu ilgilendiren sistematik bir sorundur.

Tiroid Kanseri Nedir?

Tiroid kanseri, tiroid bezinin hücrelerinde oluşan bir kanser türüdür. Tiroid kanseri çok sık görülmez. Görülme olasılığı kadınlarda %6,4 iken, erkeklerde %1,6 oranındadır. Birçok tiroid tümörü iyi huyludur fakat soğuk nodüllerin %5 oranında kanser olma ihtimali vardır. Tiroid kanserinin birçok tipi vardır fakat en sık görülenleri papiller, folliküler türlerdir. Tiroid kanserleri genel olarak farklılaşma türüne göre üç kategoriye ayrılır;
  • ·         Papiller ve Folliküler Kanser
  • ·         Medüller Kanser
  • ·         Anaplastik Kanser


      Tiroid kanseri sebebi henüz tam olarak bilinmemekte ve araştırılmaktadır. Aşırı derecede radyasyona maruz kalmanın, troid kanseri durumuna yol açtığı düşünülmektedir.

Sinüzit Ameliyatı Nedir?



Günümüzde sinüzit ameliyatlarında standart olarak kullanılan yöntem endoskopik sinüs cerrahisidir. Endoskopik sinüs cerrahisi, dışarıdan herhangi bir kesi yapılmadan burun deliklerinden sokulan ince kameraların sağladığı görüş altında ve hassas cerrahi aletler kullanılarak uygulanmaktadır.
Anatomik olarak dar ve karmaşık bir bölgede aynı zamanda beyin, gözler, görme sinirleri, gözyaşı kanalları ve şah damarı gibi önemli yapıların komşuluğunda gerçekleştirilen endoskopik sinüzit ameliyatı başarısında ameliyatı yapacak doktorun bu alandaki eğitimi, tecrübesi ve teknik becerisi kadar teknolojik imkanların ve cerrahi ekipmanların da önemli rolü bulunmaktadır. Sinüzit ameliyatlarında iyi sonuçlar alabilmek için çok net görüntü sağlayan cerrahi kameraların, farklı açıları görmeyi sağlayan optik sistemlerin ve hastalıklı dokulara müdahale ederken normal dokuları koruyan özel cerrahi aletlerin kullanılması gerekmektedir.

Burun Eti Küçültme Nedir?

Yetişkinlerde burun tıkanıklıklarının başlıca sebeplerinden biri burun eti büyümesidir. Burun boşluğunun yan duvarlarında bulunan burun etleri, burun içerisinden geçen havayı temizleyen, nemlendiren ve ısıtan organlarımızdır. Burun etlerinin yapısal olarak büyü oluşları yada bunları şişiren bazı koşul ve hastalıklar, burun tıkanıklığına yol açabilirler.
Burun işlevlerini de korumak amacıyla burun etlerini kesip, almak yada yakmak yerine günümüzde yalnızca burun eti küçültme tekniği kullanılmaktadır. Burnu eti ameliyatlarında endoskopik teknikle, genellikle kanamasız, tamponsuz ve günlük bir cerrahi ile hastanın rahatını fazla bozmayan lazer yada radyofrekans gibi teknikler kullanılmaktadır. Radyofrekans ile burun eti küçültme işlemi gerçekleştirilebilmektedir.

KBB Uzmanı Nedir?

K.B.B. Uzmanı, kulaklar, burun, boğaz, baş ve boyun ile ilgili yapıların tıbbi ve cerrahi tedavisi konusunda eğitilmiş doktordur. Kulak, burun, nazal geçiş, sinüsler, gırtlak, ağız boşluğu, üst yutak ile yüz ve boyunda yer alan yapıların hastalıklarının kontrolü ve tedavisi K.B.B.uzmanı tarafından yapılmaktadır.

K.B.B. uzmanı, 7 farklı alana sahiptir. Bunları şu şekilde listeleyebiliriz;
1.       Otoloji / Nöroloji
2.       Pediatrik Otolarengoloji
3.       Baş ve Boyun Bölgesi
4.       Yüz Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi
5.       Rinoloji
6.       Larengoloji
7.       Alerji
Ayrıca K.B.B. uzmanı olmak için Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanan eğitim sistemi, yakın zamanda Türkiye’de de uygulanmaya başlanacaktır.

Laporoskopik Cerrahi Nedir?



Laparoskopik cerrahi, karın veya meme bölgesini ilgilendiren ameliyatlarda alışılmış olan geniş kesiler yapmadan, birkaç ayrı noktadan vücuda yerleştirilen ince metal borular ve bir kamera yardımı ile hiçbir kesi olmadan gerçekleştirilen kapalı cerrahilerdir. Karın bölgesi uygulamalarında tanımlanan giriş noktalarından biri olan göbek deliği olarak seçilir. Böylece asgari doku hasarı ile gerçekleşen ameliyatların iyileşme süresinde oldukça belirgin bir kısalma oluşur. Ayrıca cerrahi sonrasında izlerin yok denecek kadar az olması sağlanır.
Klasik cerrahi uygulamada görülen komplikasyonlar da laparoskopik cerrahi ile en aza indirgenmiş duruma gelir. Normal cerrahilere göre hastalar, günlük hayatlarına daha kısa süre içerisinde dönebilmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı Nedir?

Tüp mide ameliyatı, kısıtlayıcı bir ameliyat olarak geçmektedir. Tüp mide ameliyatı, midenin küçültülerek, yeme kapasitesini düşürmektir. Midenin büyük bir kısmı cerrahi olarak, boylamasına kesilir ve vücuttan çıkartılır. Midenin, yemek borusu ile bileşke kısmından başlanarak, onikiparmak bağırsağı ile birleştiği yere kadar mide dokusu kesilir ve adeta bir tüp şekline getirilir. Laparoskopik olarak yapılan bu ameliyat, karına açılan 5 tane 1 cm’lik delikten yapılır.
Midenin çevresinde bulunan kalın bağırsak, dalak pankreas ve karaciğer ile olan bağlantıları açılır. Bu işlem Ligasure adı verilen ultrasonik kesme fonksiyonu olan aletler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Tüp mide ameliyatı net olarak belirli bir miktarda kilo verdirmez. Kilo verme oranı kişinin boyuna, kilosuna, ideal vücut ağırlığına ve mevcut kilosu ile ideal kilosuna göre değişiklik gösterir.

Kist Ameliyatı Nedir?

Kistler, içi tamamen su dolu yapılardır. Vücudun herhangi bir yerinde oluşabilir ve kişide ağrı hissine sebep olabilir. Kistler genelde ciddi hastalıkların belirtisi olabilmektedir. Bazı kistlerin cerrahi yöntemle alınması gerekebilir. Kistler, cerrahi müdahale ile alınmadan önce birtakım testlerin yapılması gerekli ve oldukça önemlidir.

Kist ameliyatı, vücudun herhangi bir bölgesinde oluşabilen ve ağrılı durumlara yol açabilen bir problem olan kist sorununa çare olarak yapılmaktadır. Kistler içi su ile baloncuklar gibidir. Oluşum nedenleri, görüldükleri yere göre farklılık gösterir. Kist ameliyatı uygulanabilmesi için kistin bulunduğu bölgeden çıkartılması için yapılan cerrahi müdahaleyi tanımlar.

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Kulak Estetiği



Asıl fonksiyonları işitme olan kulaklar, alışılmadık şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Böyle olması, kişinin mutsuz hissetmesine sebebiyet vermektedir. En sık dış kulak deformasyonu, kepçe kulak olarak isimlendirilen, kulakların öne doğru kıvrılması durumudur. Kulakta, kulak estetiği ameliyatı gerektiren doğumsal nedenli birçok şekil bozukluğuna rastlanabilir.
Bunlara kulağın doğumsal olarak tam yada kısmi yokluğu, kulak çevresi ekstra kıkırdak çıkıntıları, kulağın buruşturulmuş kağıt gibi büzüşük olması, sivri olması veya bir kaza sonucu kulağın kısmi yada tümünün kaybı gibi durumlar örnek gösterilebilir. Kulak estetiği, halk arasında kepçe kulak olarak tabir edilen ve önden bakıldığında kulakların aşırı büyük görünmesi her yaşta insanı rahatsız edebilen bir durumdur. Erkek, kadın fark etmeden bu sıkıntı ile başvuran birçok hasta bulunmaktadır.
Kadın duvarının şekillendirilmesi, mevcut olan yağlanmanın, sarkmanın ve cildin esnekliğinin durumuna bağlı olarak başlıca liposuction ve abdominoplasti yöntemleri ile gerçekleştirilmektedir. Günümüzde bu her iki yöntem de çok sık yararlanılan tedavilerdir. Liposuction en sık uygulanan estetik cerrahi ameliyatı, abdominoplasti ise en sık uygulanan altıncı estetik cerrahi uygulamasıdır.
Abdominoplasti ameliyatında mevcut olan yağlanmanın, sarkmanın ve cildin esnekliğinin durumuna bağlı olarak klasik abdominoplasti, miniabdominoplasti ve marriage abdominoplasti gibi başlıca 3 farklı yöntem rahatlıkla ve hiçbir sıkıntı yaşamadan uygulanabilmektedir.
Göğüs Estetiği Ankara
Göğüs, erojen bir organdır. Kadın fiziğinde en önemli detaylardan birisidir. Kimi zaman göğüslerinin fazla büyük olduğunu düşünen kadınlar, kimi zaman fazla küçük olduğunu düşünen kadınlar, kimi zaman ise çok sarkık olduğunu düşünen kadınlar, göğüs estetiği ameliyatlarına başvurmaktadır. Göğüs estetiği, 3 farklı işleme ayrılır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir;
·         Göğüs dikleştirme
·         Göğüs büyütme
·         Göğüs küçültme
Göğüs estetiği ameliyatı, göğüslerinin küçük olduğunu düşünen kadınlar adına, vücut hatlarındaki orantısızlığı, özellikle kalça ve göğüs oranını düzeltmek için tercih edilmektedir. Gebelik sonrası göğüs hacmindeki kayıp da göğüs estetiği ameliyatının en çok tercih edildiği sebepler arasında yer almaktadır.

Sinüzit Tedavisi Nedir?



Sinüslerin iltihabı olarak tanımlanan sinüzit, Türkiye’de toplamda 15 milyon kişiyi etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Sinüs deliklerinin tıkanması sonucu oluşan hastalık, kronikleşerek hayat kalitesini de bozmaktadır. Sinüzitin cerrahi yöntemle tedavisi, burun içi dokulara zarar verdiği için birçok kişi ameliyat ve uzun süren iyileşme süreci korkusu dolayısı ile hiçbir zaman ameliyata başvuramamaktadır.
Sinüzit tedavisi adına yeni bir yöntem olan balon sinüsoplasti, burun içerisindeki dokulara hiç zarar vermeden, kansız, tampon gerekmeden ve kesin olarak 20 dakikada sinüsleri açabilmektedir. Hasta, sinüzit tedavisi yapılan gün içerisinde taburcu edilebilir ve ertesi gün normal yaşantısına geri dönebilir.
Burun Ameliyatı Nedir?
Burun ameliyatı, burun şekil bozukluğunu düzeltmek için yapılan cerrahi bir işlemdir. Estetik cerrahide en çok uygulanan operasyondur. Burun ameliyatı ismi altında yapılan bu işlemde ayrıca hastanın nefes almasın engelleyen kemik ve kıkırdak eğrilikleri düzeltilmektedir. Burun ameliyatı için amaç; Yüzün profiline uygun, doğal ve ameliyat olduğu belli olmayan bir burun elde etmektir.
18 yaşını doldurmuş, yani çocukluktan çıkmış her birey, burun ameliyatı için uygun adaydır. Burun ameliyatı öncesinde hasta seçimi çok dikkat edilmesi gereken bir konudur. Hastaya neden ameliyat olmak istediğini sormak gerekmektedir. Hayalci beklentileri olan, sanatçılara benzemek isteyen ve elinde fotoğraflar ile “Böyle olmak istiyorum” gibi yaklaşımlara sahip kişilerin öncelikle bu ameliyata ihtiyacı olup, olmadığı kontrol edilmelidir.
Alerjik Rinit Nedir?
Alerji semptomları, vücudun bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye yanıt vermesiyle başlıyor. Bunu da alerjinin giriş yerine antikor göndererek yapıyor. Alerjen ve antikor arasındaki savaş kana çeşitli kimyasal maddelerin salınımına neden oluyor. Kimyasal maddeler de alerjik hastalık belirtilerine yol açıyor.
Alerjik rinit, son 10 yılda Avrupa’da sıklığında artış olsa da hayatı tehdit eden bir hastalık olmaması ve tavsiye üzerine alınan ilaçlarla doktora gitmeden geçici yararlar sağlanabilmesi nedeniyle nadiren ciddi bir problem olarak değerlendiriliyor. Alerjik rinit belirtileri şu şekilde sıralanabilir;
·         Hapşırma
·         Gözlerde kaşıntı
·         Burunda kaşıntı
·         Burun tıkanıklığı
·         Burun akıntısı
·         Baş ağrısı

24 Nisan 2018 Salı

İzmir Yüz Estetiği




Tüm estetik ameliyatlarda, cerrahi işlemler gerçekleştirilmektedir. Fakat izler görünen bölgelerde olmamaktadır. Yüz germe ameliyatlarında hiçbir kesi yeri dışarıdan görülmez. Yüz estetiği, hastane ortamında ve genel anestezi altında gerçekleştirilir.  Bu ameliyatlarda yüzün destek dokusu güçlendirilir ve fazla deri çıkartılır. Yüz estetiği ameliyatlarında birçok farklı bölge mevcut. Yanaklar, göz çevresi, kaşlar, alın, boyun ve çene bir bütün olarak değerlendirilir.
Genellikle yüz ve boyun yaşlanması birbiri ile paralel gerçekleşmektedir. Aynı ameliyatta hem yüz, hem de boyun gençleştirmesi yapılması mümkündür. Eğer gerekli görülür ise laser liposuction da ilave edilebilir.
Yüz estetiği öncesi şu bölgeler değerlendirilir;
·         Göz kapaklarında oluşan sarkmaların ve torbalanmaların giderilmesi,
·         Kaş ve göz çevresindeki kırışıklıkların giderilmesi,
·         Boyun bölgesindeki problemlerin giderilmesi,
·         Yüzümüzün genelinde çökmüş deformasyonların giderilmesi,
·         Yanak ve çevresindeki sarkmalar ve boşlukların giderilmesi.
Karın estetiği ameliyatı gerektiren karın derisi sarkması genellikle kadınlarda olmaktadır. Bununla birlikte erkeklerde de aşırı kilo alma sonucunda karın, göbek derisi ve kaslarında oluşan deformasyona bağlı olarak sarkma ve gevşeme olmaktadır. Kadınlarda en nemli etken geçirilmiş hamileliktir.
Karın estetiği şu şekilde gerçekleştirilmektedir; İşleme bağlı olarak 2 ila 5 saat arasında sürmektedir. Sıklıkla iç çamaşırı altında gizlenebilen ve göbeğin 8 ila 10 cm. altında ve pubis kıllı bölgenin üzerinde kalan bir kesi hattı yapılır. Sezaryen izinin biraz daha uzunu gibi düşünülebilir. Göbek çevresine, göbek deliği transferi için ikinci bir kesi atılır. Ameliyat bittikten sonra kesi hattı, deri altından gizli dikiş ile kapatılır ve pansumanlar ile örtülür.
Kadınların doğurganlık sembolleri olan memeler, kadınlar adına kimi zaman özgüvenin diğer ismi, kimi zaman ise psikolojik bir çöküş sebebidir. Meme estetiği, kadınların ideal boyutta ve şekilde memelere sahip olması amacı ile gerçekleştirilen, memelerin büyütülmesini, dikleştirilmesi veya küçültülmesini sağlayan estetik operasyonlardır.
Her sene milyonlarca kadın meme estetiği yaptırmak için cerrahi operasyonlar geçiriyor ve kendilerini daha iyi hissetmek için vücutlarını ve memelerini, cerrahlara emanet ediyor. Neredeyse her zaman da bu meme estetiği operasyonları başarı ile tamamlanıyor ve en önemlisi istenilen sonuca ulaşılıyor.

Meme Büyütme Nedir?




Meme erojen bir organdır. Kadın fiziğinde çok önemli görüntü ayrıntılarından birini oluşturmaktadır. Asıl işlevi emzirmek olan memelerini güzel bulmayan kadınlar, kendilerini her zaman bir parça eksik hissedebilirler. Bu da özgüvenlerini zedeleyebilir. Bu durumda tek çare meme büyütme ameliyatı olarak görülmektedir.
Her kadın güzel olmak ister. Güzel memelere sahip olmak istemeyen kadın ise muhtemelen yoktur diyebiliriz. Bazen memelerin çift veya tek taraflı gelişme kusuru sonucu yada gebelik sonrasında kilo alıp, vermeye bağlı, meme dokusu hacmini kaybedebilir. Memebüyütme ameliyatı şu gibi durumlarda yapılabilir;
·         Memelerinin küçük olduğunu düşünen kadınlar,
·         Gebelik sonra memede hacim kaybetme yaşanan kadınlarda,
·         Meme büyüklüğünde simetrinin sağlanamaması.
Meme Dikleştirme Nedir?
Meme sarkması, yumuşaklık ve deformasyon, kadınların, kendileri hakkında en hassas oldukları konuların arasında yer almaktadır. Yapısında kas içermeyen, tamamen yağ ve süt bezelerinden oluşan göğüs dokusu zamanla yer çekimi, yaşlanma, sık kilo alıp, vermek, doğum, emzirmek, yanlış sütyen kullanımı gibi nedenlerle eskiden diri ve dik görünümlerini yitirir, içi boşalarak bayanları huzursuz eder.
Meme dikleştirme ameliyatında hasta ayakta muayene edilir. Meme başı yeri ve meme bezi miktarı ölçülür. Hastanın beklentileri değerlendirilir. Eğer hafif bir sarkma var ise ve meme bezi miktarı kabul edilebilir miktarda ise meme bezi altına konulan silikon meme protezi ile meme daha dolgun ve dik konuma kavuşur.
Meme Küçültme Nedir?
Büyük memelere sahip kadınlar, çok önemli sağlık problemleri ile karşılaşabilmektedir. Bu problemleri aşağıdaki gibi listeleyebiliriz;
·         Boyun, sırt ve omuz ağrıları.
·         Memelerin, karın üzerindeki temastan dolayı pişik ve kötü kokudan dolayı oluşan, hem psikolojik hem de fiziksel rahatsızlık.
·         Fiziksel aktivitelerin kısıtlaması ve istenilen kıyafetlerin giyilememesi.
·         Sütyen askısının omuzda yarattığı çukur benzeri şekil bozukluğu.
Meme küçültme ameliyatında amaç; Hastanın şikayetlerini gideren, eşit büyüklükte ve formda görünen, simetrik memeler elde etmektir. Az iz kalması ve hastanın müdahale sonrasında emzirebilmesinin sağlanması hedeflenir. Meme küçültme ameliyatında da diğer tüm ameliyatlarda olduğu gibi iz kalır.

Yüz Germe Ankara




Yüzümüz, yaşlılığı en çok belli eden vücut bölgemizdir. Zira devamlı olarak konuşmalarımız sırasında onu buruşturmamız, kasları kullanmamız, mimiklerimiz ve dış hava koşulları ile birlikte sürekli olarak irtibat halinde bulunması, makyaj ve kozmetik ürünlerinin yaşlandırıcı etkileri gibi tüm koşullar maalesef yüzün oldukça hızlı bir şekilde yaşlanmasına sebep olmaktadır.
Yüz germe ankara estetiği sayesinde yüzde sarkmalara sebep olan ve fazlalık olarak adlandırılan deri, bir cerrahi operasyon neticesinde alınmaktadır. Böylece geri kalan derinin gergin bir şekilde yüzde durarak, on yıla varabilen bir gençleşme sağlamaktadır. Bu işlem yapılırken ortaya çıkan ameliyat izleri de direkt olarak görünmeyecek bölgelerde bırakıldıklarından dolayı operasyon geçirenlerin ameliyat izi konusunda endişe etmemeleri gerekmektedir.

Karın duvarının şekillendirilmesi, mevcut olan yağlanmanın, sarkmanın ve cildin esnekliğinin durumuna bağlı olarak başlıca liposuction ve abdominoplasti, yani karın germe yöntemleri ile gerçekleştirilebilmektedir. Günümüzde her iki yöntem de çok sık yararlanılan tedavi yöntemleridir.
Karın germe ameliyatı, karın duvarındaki fazla yağ ve derinin çıkartılarak ve karın duvarındaki gevşemiş kasların sıkıştırılarak, karın duvarının yeniden gençleştirilip, şekillendirilmesi ilkesine dayanmaktadır. Klasik karın germe ameliyatları, karın duvarında fazla miktarda yağ birikmesi olan ve karın derisinin esnekliğinin ileri derecede kaybolup, sarktığı durumlarda uygulanır.
Mini abdominoplasti, genellikle karın duvarındaki yağ birikmesinin orta dereceli olduğu, karnın alt yarısının görüldüğü ve karın derisindeki esneklik azalmasının karnın alt yarısında izlendiği durumlarda tercih edilmektedir.

Abdominoplasti ameliyatında mevcut olan yağlanmanın, sarkmanın ve cildin esnekliğinin durumuna bağlı olarak klasik abdominoplasti, miniabdominoplasti ve marriage abdominoplasti gibi başlıca 3 değişik yöntem uygulanabilmektedir.
Abdominoplasti İçin En Uygun Adaylar Kimlerdir?
Abdominoplasti ameliyatı için en uygun adaylar, karın duvarındaki fazla dokuların diyet ve egzersizle ortadan kaldırılmadığı sağlıklı kişilerdir. Bu girişim çoğunlukla kadın hastalarda uygulanmakla birlikte hem kadın, hem de erkek hastaların sıklıkla başvurduğu bir girişimdir. Kadınlarda daha sık uygulanmasının başlıca sebebi ise karın duvarındaki kasların ve derinin hamilelikler sırasında gerilip, esnekliğini kaybetmesidir.

Lazerle Bel Fıtığı Ameliyatı Nedir?



Lazerle bel fıtığı ameliyatı, yeni teknikler ile geliştirilmiş ve son derece kolay ameliyatlar arasında yer almaktadır. Yakın bir zamana kadar bel fıtığı operasyonları klasik yöntemde açık cerrahi operasyonlar olarak yapılmaktaydı. Bu yöntemde iyileşme süreci daha uzun olmakla birlikte ameliyat izlerinin kalıcı olması gibi dezavantajlara sahipti. Lazerle bel fıtığı ameliyatı ise açık ameliyatlara nazaran daha kolay ve acısız yöntemlere dayanmaktadır.
Lazerle bel fıtığıameliyatı mikro cerrahi gerektirecek kadar yada omurilik kanalına ulaşacak kadar büyük olmayan fakat inatçı yapılı bel ve bacak ağrılarına neden olan bel fıtıklarında, başlangıç seviyesindeki bel fıtıklarında ve omurga darlığında tedavi amacı ile kullanılmaktadır.

Bel fıtığı ameliyatı esnasında bıçak kullanılmaz. Bu yüzden yara, dikiş ve pansuman gibi açık ameliyatların getirdiği bazı ameliyat sonrası durumlar bel fıtığı ameliyatında kesinlikle söz konusu değildir. Operasyon sırasında ağrı yada sancı hissedilmemektedir. İsteyen hastalar kendi ameliyatlarını canlı olarak izleyebilmektedir. Kemik yapıları ve kas yapıları kesinlikle etki görmemektedir. Tek bir operasyonda bel bölgesindeki tüm fıtıklara müdahale edilebilir. Bel fıtığı ameliyatı sırasında kullanılan epidiroskopi sayesinde ayrıntılı görüntüleme sağlandığından tanı ile ilgili daha net bilgiler sağlanır. Sinir ve damarlarda yaralanma riski yok denecek kadar azdır.

Narkozsuz Bel Fıtığı Ameliyatının Avantajları Nelerdir?
Narkozsuz bel fıtığı ameliyatı maalesef hala çok az cerrah tarafından uygulanmaktadır. Fakat yakın bir gelecekte öneminin anlaşılıp, daha da yaygınlaşacağını düşünmekteyiz.
Ortalama bir ömür yaşayan her insan, hayatı boyunca omurgasına yaklaşık 5 ila 6 milyon kez yüklenme yapar. Eğilmek, kalkmak ve çömelmek gibi hareketlerin hepsi yüklenme anlamına gelmektedir. Yatma dışındaki tüm hareketlerde az veya çok omurgaya yüklenmekteyiz. Mikro cerrahi tekniğinin kullanıldığı narkozsuz bel fıtığıameliyatı için hasta genel anestezi ile bayıltılmadan operasyona alınır. Ameliyatta epidural anestezi yalnızca bel bölgesine iğne ile uygulanıyor ve bu sayede hasta, cerrahi müdahale esnasında konuşabiliyor, doktoruna soru sorabiliyor, monitörden ameliyatını izleyebiliyor ve hatta yakınları ile telefondan konuşabiliyor. Operasyon sonrası yara ve yara izlerinin az olması da narkozsuz bel fıtığı ameliyatı konusuna daha yakın bakmamızı sağlıyor.

Konuşma Bozukluğu Nedir?



Dil ve konuşma bozukluğu birbirinden farklıdır. Bir kişi, diğerini anlamakta ve düşüncelerini paylaşmakta zorluk çekiyor ise bu dil bozukluğudur. Fakat eğer bir kişi konuşma seslerini düzgün veya akıcı telaffuz edemiyor ise, konuşması akıcı değilse yada sesiyle ilgili bir problemi var ise bu durum bir konuşma bozukluğudur.
Kliniğe başvuran bir kişinin şikayetinin altında yatan temel sebep, sözcük dağarcığının kısıtlılığı sebebiyle olabileceği gibi bazı ekleri kullanmaması yada sözcükleri bağlamına uygun kullanmaması da olabilir. Konuşma bozukluğu adına çeşitli problem nedenleri var. Konuşmayı sağlayan kas ve kemik yapılarındaki değişiklikler, yarık damak, diş problemleri, beyin yada sinirlerde meydana gelen problemler, işitme kaybı, serebral palsi, als gibi nörolojik bozukluklar, beyin hasarı ve mental retardasyon ve otizm gibi genetik sendromlar, dil ve konuşma bozukluğu nedenleri arasında sayılabilir.

İstanbul Konuşma Terapisti
Dil ve konuşma bozuklukları, bireyin yaşamını önemli bir şekilde etkilemesine karşın, erken teşhis ve uygun müdahaleler ile bireyin yaşamındaki olumsuz etkileri azaltılabilir. Doğru tanı ve uygun müdahale, uzman olmayı gerektirmektedir.
Dil ve konuşmaterapistinin hizmet alanları aşağıdaki gibi sıralanabilir;
·         Artiküasyon bozukluğu ve/veya fonolojik bozukluğu olan bireylere konuşma seslerinin uyun üretimini öğretmek.
·         Kekemelik ve akıcılık bozukluğu olan bireylerin daha akıcı konuşulmasını sağlamak.
·         Dil ve konuşma gelişimi geciken bireylere yardımcı olmak.
·         Sesi ile ilgili problem yaşayan kişilerde ses terapileri uygulamak.

      Konuşma Terapisi
Dil ve konuşmaterapisi alındığında fayda görebilecek kişiler şu şekilde listelenebilir;
·         Kekemelik, hızlı ve bozuk konuşması olan çocuk ve yetişkinler.
·         Dil gecikmesi olan yada dil bozukluğuna sahip olan çocuklar.
·         Geçirilen beyin ve damar olaylarına bağlı olarak afazi, apraksi ve disartri edinen bireyler.
·         Otizm ve diğer yaygın gelişimsel bozuklukları olan bireyler.
·         İşitme kaybı yada öğrenme güçlüğü gibi durumlara bağlı olarak dil ve konuşma güçlükleri yaşayan bireyler.
Yukarıda bahsi geçen herhangi bir durumun kişide bulunması, dil ve konuşma müdahalesinin gerektiği anlamına gelmektedir. Kişinin günlük hayatındaki iletişimsel etkililiğini kısıtlayan her durum, ne kadar basit, önemsiz ve hatta bireysel istekle veya irade gücüyle birlikte kolaylıkla üstesinden gelinebilir gibi görünse de konuşma terapisiyle müdahale edilmesi gerekmektedir.

Meme Radyolojisi Nedir?



Meme radyolojisi, meme kitlelerini teşhis etmek için kullanılan ve birçok tekniği barındıran bir bölümdür. Meme radyolojisi için en çok kullanılan teknik ultrasonografi olarak isimlendirilmektedir. Yüksek frekansta ses dalgaları kullanan ultrasonografi, çoğunlukla kitlenin sıvı dolu bir kist yada katı bir kitle olduğunu gösterebilir. Doktor, bu resimleri monitörde görüntüler. Testten sonra görüntüler kaydedilir ve çıktısı alınabilir. Bu test mamogramla birlikte de yapılabilir.
Dijital mamografi, meme hastalıklarının teşhisinde ve meme kanseri taramasında temel tanı yöntemi olarak kullanılmaktadır. Klasik mamografiden farklı olarak elektronik dedektörler kullanılır ve dijital ortamda görüntü elde edilerek, inceleme daha rahat yapılabilir.
Tiroid Radyolojisi Nedir?
Ses dalgaları kullanılarak tiroid bezi ve komşu yapıları görüntüleyen inceleme yöntemidir. X ışını kullanımı olmadığından dolayı vücuda hiçbir zararı yoktur. Tiroid bezi, vücudun metabolizmasını düzenleyen tiroid hormonu salgılar. Tiroid bezinde nodül olarak adlandırdığımız küçük yumrular çok sık görülür. Bu nodüllerin sadece %10’u el muayenesi ile saptanabilmektedir. Tiroid radyolojisi, ele gelmeyen nodüllerin yakalanmasında çok duyarlı ve ince bir yöntemdir. Ayrıca şunu da belirtmek gerekiyor ki; Tiroid nodüllerinin büyük bir çoğunluğu iyi huyludur.
Tirod Radyolojisi Öncesi Hazırlık
Tiroid radyolojisi incelemesi ön hazırlık gerektirmemektedir. Tiroid radyolojisi işlemi için boynu açıkta bırakan, yakasız ve rahat giysiler, genellikle v yaka diye tabir edilen kıyafetlerin tercih edilmesi, işlem için rahatlık oluşturacaktır.
Girişimsel Radyoloji Nedir?
Girişimsel radyoloji, tıbbın hızla ilerleyen bir dalı olup, radyolojinin tedavi edici bölümüdür. Girişimsel radyologlar, görüntüleme kılavuzluğunda minimal invaziv yöntemlerle peruktan tedaviler yaparak diğer klinik branşlara birçok konuda yardımcı olmaktadırlar. Temelleri 60’lı yıllara dayanan girişimsel radyolojik tedavilerde, işlemlerin çeşitliliği, karmaşıklığı ve derinliği son zamanlarda çok artmıştır.
Bu şekilde çok geniş bir spektrumdaki işlemlere özgü yöntem ve teknikler geliştikçe, daha kritik ve dokunulmaz hastaların girişimsel tedavileri yapılabilir hale gelmektedir. Girişmsel radyolojideki işlemler; Görüntüleme kılavuzluğunda cerrahiye göre çok daha az invaziv yöntemler kullanarak, tedaviyi yönlendirir. Genellikle bu işlemler hastalar için çok daha kolaydır.

Ankara Kürtaj Fiyatları



Kürtaj, genel anlamda rahim içerisinde istenmeyen bir gebeliğin tahliyesi olarak anlatılabilmektedir. Tıbbi literatürde gebelik terminasyonu, gebelik sonlandırılması veya dilatasyon-kürtaj olarak da geçmektedir. Halk arasında kürtaj; Kurtaj ve kürtaş olarak da tercüme edilebilmektedir.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; Kürtaj, hiçbir zaman bir aile planlaması olarak görülmemelidir. Kürtaj, sanıldığının aksine sadece gebelik sonlandırmak için yapılmamaktadır. Gebelik önleyebildiği gibi düşük yapan kişilerde de rahim içerisinde eğer bebeğe ait parçalar kaldı ise rahimi temizlemek için de kullanılmaktadır. Bu işlemin tıp dilindeki ismi ise Retansiyone Küretaj olarak geçmektedir.

Ağrısız Kürtaj Nasıl Yapılır?
18 yaşından büyük ve bekar her kadın kürtaj olma hakkına sahiptir. Bunun dışında eğer kürtaj yaptırmak isteyen kadın evli ise kocasının da imzalı onayının alınması gerekmektedir.
Hamile ve kürtaj yaptırmak isteyen kişi kan grubunu bilmektedir. Eğer Rh Negatif kan grubundan ise eşinin kan grubu olası bir kan uyuşmazlığı için de öğrenilmelidir. “Ağrısız kürtajnasıl yapılır?” konusuna gelecek olursak; Ağrısız kürtaj, lokal veya genel anestezi altında yapılabilmektedir. Kürtaj işleminin bu sahip olduğu anestezi imkanları doğrultusuna ağrı, sızı ve acı kesinlikle hissedilmemektedir. Dolayısı ile hasta çok rahat bir şekilde kürtaj işlemini geçirebilir ve günlük yaşamına yarım saat içerisinde geri dönebilmektedir.

Kızlık Zarı Dikimi Nedir?
Kızlık zarı dikimi, geçici kızlık zarı dikimi ve kalıcı kızlık zarı dikimi olmak üzere iki farklı kategoriye ayrılmıştır. Kızlık zarı, genellikle cinsel ilişki esnasında yırtılmaktadır. Bu unsur dışında mastürbasyon esnasında vajinanın içerisine, normalde orada bulunmaması gereken ve tıbbi bir ürün olmayan bir şey sokulur ise, darbe alınır ise veya çok nadir de olsa jimnastik gibi alt bölge ve bacakların gerilmesi gereken aktivitelerde yırtılabilmektedir.
Kızlık zarı dikimi, ortalama olarak 5 ila 10 dakika sürmektedir. Amaç; Kızlığın tamirinden çok, kızlık zarı dikimi işlemi sonrasında yaşanacak ilk cinsel ilişkide, iki tarafın da kadın açısından ilk kez cinsel ilişki yaşıyormuş gibi hissetmesi ve erkek de dahil olmak üzere o hazzın yaşanılmasıdır.


Varis Tedavisi Nedir?



Varis tedavisi konusuna girmeden önce, varis hastalığının ne olduğuna bakmamız faydalı olacaktır; Varis, toplardamarın genişlemesi olarak anlatılabilir. Damarlar içerisindeki kapakların, kanın geri kaçmasına engel olamaması sonucunda gelişir. Geri kaçan kan, damarlarda toplanarak, damarın genişlemesine ve zaman içerisinde kıvrımlaşmasına sebebiyet verir. Toplumun neredeyse yarısında varis hastalığı görülmektedir.

Varis Tedavisi Uygulanmaz ise Neler Olur?
·        Başta ağrı olmak üzere şikayetler artarak devam eder.
·        Gece krampları yaşanır.
·        Daha kısa sürede yorulmaya başlanır.
·        Daha uzun süre dinlenme gereksinimi oluşur.
·        Bacak estetiğini bozan renk değişiklikleri ve kabarmalar oluşur.
·        Egzama, iç kanama, dış kanama, damar enfeskiyonu ve tedavisi çok zor olan yaralar oluşabilir.
Varis tedavisi için hangi yöntemlerin kullanılacağı varisin nedenine, yapısına ve boyutuna göre değişiklik göstermektedir.

Damar genişlemesi sorunları, mutlaka tedavi edilmesi gereken sorunlar olup, kozmetik bir sorun olarak görülmemektedir. Ameliyatsız varis tedavisi için uygulanan 2 bilimsel yöntem bulunmaktadır. Bu iki yöntemden biri köpük tedavisi, diğeri ise kleroterapi tedavisi olarak isimlendirilmektedir. Sklerozan madde, damara girebilecek incelikteki bir iğneyle sıvı yada köpük formunda damarlara uygulanır.
Yakıcı bir madde olan sklerozan madde, damarın iç cidarını tahrip eder. Bu tahribat, damar duvarlarının yapışmasına neden olur ve zamanla damar, vücut tarafından yok edilir. Köpük yönteminde ise sklerozan maddenin hava ile karıştırılarak, etkisinin arttırılarak, köpük alinde damarlara uygulanmasıdır.

Özellikle sigara kullanımı, kollestrol açısından zengin besinleri tüketmek, şeker hastalığı ve hipertansiyon gibi risk faktörleriyle birlikte damarlar esnekliğini kaybeder, tıkanır yada darlık oluşur ve damar sertliği ortaya çıkar. Damar sertliği çok önemli bir sorundur çünkü kalp, şah ve bacak damarlarının tıkanmasının temel nedeni damar sertliğidir. Kalp damarlarının tıkanması, kalp kriziyle, ayak damarlarının tıkanması, kangrenle ve ayakların kesilmesiyle, şah damarlarının tıkanıklığı ise felçle sonuçlanabilmektedir.
Damar ne kadar tıkanırsa yada daralırsa, beslendiği bölge de ona göre şikayetlere yol açar. Örneğin eğer bu bölge şah damarı ise beyinde geçici görme kaybı, geçici şuur kaygı yada baş dönmesi gibi belirtiler ortaya çıkar.

Tüp Bebek Nedir?




Tüp bebek tedavisi, normal olarak gebelik şansı olmayan yada çok az olan çiftlerde gebelik şansını arttıran bir tedavi yöntemidir. Dünya üzerinde ilk tüp bebek tedavisi, 1978 yılında, İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Günümüzde çok sayıda çift bu yöntem ile çocuk sahibi olabilmektedir. Basit olarak tüp bebek işlemi, kadından alınan yumurtanın, erkekten alınan sperm ile laboratuvar ortamında dölleyerek embriyo gelişimi sağlayıp, sonrasında embriyoyu kadın rahmine yerleştirme işlemidir.
Bu işlem, tecrübeli bir ekip ve uygun laboratuvar ortamında yapıldığı takdirde mutlak başarıya ulaşacaktır.

Cinsel Terapi Nedir?
Vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu, disparoni, kadın ve erkekte cinsel isteksizlik, kadında uyarılma bozukluğu ve kadın ve erkekte orgazm bozukluğu gibi sorunlar, cinsel terapi ile tedavi edilmektedir. Cinsel terapi, kişilerin tek yada çift olarak katılabildikleri, cinsel yaşam, duygular, hisler ve sorunlar gibi konuların ele alınarak, tedavi edildiği bir işlemdir. Bir cinsel terapi seansı, ortalama olarak 50 dakika sürmektedir. 2 haftada 1 kez yapılan seanslar halinde gerçekleştirilmektedir.
Bazı kişiler ve bazı bozukluklar, 4 seans, bazılarında ise 6 seansta düzeltilmektedir. Yani cinsel terapi, 7 ila 8 ay gibi süreler almamaktadır. Kısa süreli işlemler olup, az sayıda seansla, hızlı ve kolay bir şekilde başarıya ulaşılabilmektedir.

Fitoterapi Nedir?
Fitoterapi, bitkiler ile tedavi anlamına gelmektedir. Farmakolojinin bir dalıdır. Fitoterapi, bitkilerin içerdiği kimyasal maddeleri kullanarak, hastalıkları önleme ve tedavi etme biçimidir. Kimya sanayinin sunduğu çeşitli ürünler, tarımda, sebze ve meyve üretiminde yoğun bir şekilde kullanılan, kimyasal gübreler, çeşitli haşarat öldürücü ilaçlar, hormon takviyeleri hastalıklara yakalanma riskimizi arttırmaktadır.
Ayrıca tarımda ve hayvancılıkta yapılan genetik müdahaleler ve besinlerimiz doğal halinden uzaklaştırmaktadır. Günümüzde de bu sonuçların ortaya çıkması insanlarda, bitkisel ilaçlara ve organik gıdalara karşı büyük bir ilginin uyanmasına neden olmuştur. Şifalı bitkileri tanıtırken, holistik tıptan söz etmek yerinde olacaktır. Fitoterapi, bitkilerle ve doğru seçilmiş besinlerle, bedenimizdeki bozulmuş dengeleri düzelterek, daha sağlıklı olmak mümkündür.

Obezite Ameliyatı Nedir?




Obez hastalarının kilo vermelerine yardımcı olmayı hedefleyen, gıda alımlarını, besin emilimlerini yada her ikisini birden azaltması amacı ile sindirim sistemlerine cerrahi müdahalede bulunulmasına obezite ameliyatı ismi verilmektedir. Obezite ameliyatının, kilo verme konusunda kesin ve kalıcı bir etkisi sağlaması için kişinin önemli bir operasyon getirdiğinin bilincinde olması, ameliyat sonrasında beslenmesine ve egzersizlerine devam etmesi gerekmektedir.
Obezite ameliyatı ile tedavi olan hastaların kilo verme hızları çok yüksektir ancak kilonun koruması için kişinin yaşama tazını kalıcı olarak değiştirmesi, ameliyatlardan sonraki dönem için de oldukça önemlidir. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte obezite ameliyatı alanında önemli gelişmeler olmuştur.

Kasık Fıtığı Nedir?
Fıtık, karın duvarındaki yırtıktan veya delikten çıkan iç organların cilt altında bir şişlik oluşturmasıdır. Fıtık nedeni olan bu şişlik, zaman zaman oluşur, zaman zaman kaybolur. Ayağa kalkınca, öksürünce, ıkınma ile fıtık ortaya çıkar. Sırt üstü uzanınca ise kaybolur. İleri dönemlerde ise kasık fıtığı, şişlik sürekli bir hal alır ve hasta rahatlamak için eli ile fıtığı içeriye doğru ittirir.
Kasık fıtığı, daha çok erkeklerde görülmektedir. Bazı kasık fıtığı durumları, doğum sonrası kapanması gereken fıtıklardır. Bazı kasık fıtıkları ise karın adelesinin zorlanması sonucu yırtılması ile ortaya çıkar. Bunların da hızlı bir şekilde tedavi edilmesi nemlidir.

Tüp Mide Ameliyatı Nedir?
Tüp mide ameliyatı, kısıtlayıcı bir ameliyat olarak kabul edilmektedir. Midenin büyük bir kısmı, cerrahi bir operasyon dahilinde alınır, yani çıkartılır ve mide küçültülmüş olur. Midenin, yemek borusu ile bileşke kısmından başlanarak, oniki parmak bağırsağı ile birleştiği noktaya kadar mide dokusu kesilir ve mide, adeta bir tüp şekline dönüşür. Laparoskopik olarak, yani herhangi bir kesi olmaksızın, kapalı olarak yapılan tüp mide ameliyatı, karna açılan 5 adet 1 cm. tam çaplık deliklikten oluşur.
Midenin çevresinde bulunan kalın bağırsak, dalak, pankreas ve karaciğer ile olan bağlantıları açılır. Bu işlem ligasure adı verilen kesme fonksiyonu olan aletler kullanılarak gerçekleştirilir.

16 Nisan 2018 Pazartesi

HSG Filmi Nedir?




HSG filmi, yani rahim filmi, tüplerin ve rahim içinin kontrast madde verilerek radyografik yöntemlerle incelenmesi için kullanılan bir tanı yöntemidir. İşlem esnasında radyografide görünen bir sıvı, rahim ağızından, rahim içerisine verilerek, bu sıvının rahim içini ve tüpleri görünür hale getirmesi sağlanır. Kontrast madde rahim ağızından basınçlar verildiğinden dolayı bazı durumlarda tüplerdeki mukus benzeri engelleyici yapıları temizleyerek tedavi edici etki de gösterebilmektedir.

HSG filmi, adet kanamasının bitiminden sonraki 3 ila 4 gün içerisinde çekilmektedir. Bu dönemde rahim içi dokusu ince ve gebelik ihtimali düşüktür. Böylece hem filmlerin kalitesi artar, hem de olası gebeliğe verilecek zarar engellenmiş olur. HSG çekmeden yarım saat önce oluşabilecek kramp tarzı ağrıları engellemek için bir ağrı kesici alınması tavsiye edilmektedir.

HSG filmi esnasında kadın, röntgen masasına uzanır ve bacaklarını kendisine doğru toplar. Doktor, jinekolojik muayene esnasında kullanılan spekulum ismi verilen bir aleti vajinaya yerleştirir. Vajina ve rahim ağızı, bir solüsyon ile temizlendikten sonra, rahim ağızı bir alet ile tutulur ve rahimi düz bir pozisyona getirmek için çekilir.

Rahim ağızına ince bir kateter yerleştirilir. Bu kateter vasıtası ile sıvı, rahim içerisine gönderilir. İlacın, rahim ve tüplerden geçişi, skopi altında gözlenir ve filmleri çekilir. Daha sona yerleştirilen cihazlar sırası ile geri alınır ve işlem rahatlıkla sonlandırılır. Tüm bu işlem zor gibi görünse de HSG filmi hiçbir ağrı hissedilmeden, 5 ila 10 dakika içerisinde gerçekleştirilir.

HSG Fiyatları

HSG fiyatları, her şehire göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca rahim filmi fiyatı, kullanılan ürünlerin kalitesine ve hijyenine göre değişiklik gösterebilir. İzmir’de HSG fiyatları ortalama olarak 2.000 TL ila 3.000 TL arasında değişmektedir.

Ankara’da rahim filmi fiyatları ise 2.500 TL ila 3.700 TL arasında değişmektedir. İstanbul’da ise HSG fiyatları 2.000 TL ila 4.000 TL arasında değişiklik göstermektedir. Bu fiyatlar tabii ki ortalamadır. Söylediğimiz üzere fiyatlar, kullanılan ürünlerin kalitesine ve işlemi uygulayan doktorların tecrübesine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.

Meme Küçültme Nedir?




Estetik cerrahlar tarafından, normalden iri memelerin görünümünü düzeltmek için uygulanan cerrahi girişime meme küçültme operasyonu ismi verilmektedir. İri memelerin yol açtığı sırt ağrıları, duruş bozukluğu, baş ağrısı, omuz ağrısı, nefes almada güçlük, sütyen askılarından dolayı omuzda oluşan çürüklük ve memelerin altında oluşan terleme dolayısı ile pişik, kötü koku ve fiziksel kısıtlamalar, büyük memelere sahip olan kadınların en çok şikayet ettikleri konuların başında gelmektedir.

Hastanın boyuna ve memelerinin ağırlığına göre, yeni memelerin yerinin çizimi yapıldıktan sonra, genel anestezi altında fazla meme dokusu ve fazla deri çıkartılmaktadır. Ameliyat ortalama 2 ila 4 saat arasında sürmektedir. İlk günler kol hareketleri sırasında arı olabilir fakat bu geçici bir durumdur. Ortalama olarak 2 hafta içerisinde geçmesi ve kişinin işine veya gündelik hayatına dönmesi beklenmektedir.

Meme küçültme ameliyatı sonrası dikişler, bir süre vücutta kalmaktadır. Fakat 12 ila 15. gün sonrasında bu dikişler rahatlıkla alınmaktadır. Meme küçültme ameliyatı, normalden iri memelerin görünümünü düzeltmek için yapılan bir ameliyat olsa da iri memelerin yol açtığı sırt ağrıları, duruş bozuklukları, baş ağrısı, omuz ağrısı, nefes almada güçlük, sütyen askılarının oluşturduğu çukur benzeri izler, meme küçültme ameliyatı ile giderilebilmektedir.

Meme Büyütme Nedir?

Meme erojen bir organdır. Hiç şüphesizdir ki kadın fiziğinde çok önemli bir yere sahiptir. Asıl işlevi emzirmek olan memeler, sosyal yaşantıda ve günümüzde kadınlığın simgesi olarak da varsayılmaktadır. Fakat bazı kadınlar kendilerini eksik ve güzel hissetmeyebilir. Bunun nedeni eğer memelerinin küçük olması ise direkt bir çözüm sunulmaktadır. Meme büyütme ameliyatı, memelerinin küçük olduğunu düşünen kadınlara çare oluyor.

Meme büyütme, silikon implant olarak da adlandırılan protezler yardımıyla veya yağ enjeksiyonu ile küçük göğüslü kadınların göğüslerinin istenilen boya getirilmesi işlemine verilen isimdir. Meme büyütme ameliyatı, cerrahi bir operasyondur. Bu operasyon için kullanılabilen 2 adet implant mevcuttur; Biri damla protez, yani diğer ismi ile anatomik protez, diğeri ise yuvarlak protez.

6 Nisan 2018 Cuma

Ataşehir Aile Danışmanlığı




Aile danışmanlığı, Aile Yasası çerçevesinde verilen bir çeşit danışmanlık hizmetidir. Aile danışmanı, ilişkileri üzerinde sorunlar yaşayan kişilerin, evlilik, ayrılık ve boşanma esnasında, çocuklarla ve aile ile ilgili kişisel veya kişiler arasındaki sorunların üstesinden daha rahat bir biçimde gelmelerine yardımcı olmaya yarayan danışmanlık hizmetidir.

Aile danışmanlığı, bazı nedenlerden dolayı kırılmış kalpler, siz ve eşiniz arasındaki problemler, ailedeki diğer bir kişi ile ilgili olan sorunlar veya yeni yaşam düzenlemeleri gibi konularda yardımcı olabilmektedir. Aile danışmanlığı hizmeti esnasında kişiler, aile arasında yaşanan problemleri, kendi bakış açılarından anlatırken, diğer kişilerin, birbirlerini;
·         Diğerini saygı ile dinlemesine,
·         Diğerlerinin bakış açısını da görmesine ve anlamasına,
·         Soruna yönelik olarak konuşmasına,
·         Diğerlerine karşı duygu ve düşüncelerini daha açık bir dille ifade etmelerine,
·         Diğerlerine karşı incitici davranışlarda bulunmamasına,
·         Diğerlerinden beklentilerini açıkça ifade etmesine yardımcı olmaktadır.


Kişiler, bir psikolog ile görüşürsem ne olacak gibi endişeler dolayısı ile psikologlara başvuramamaktadır. Psikolojide her birey kendisine özel, tek ve biricik kabul edilerek, yaklaşılır ve dolayısı ile psikolog karşısındaki kişinin bakış açısını, onun yaşamına göre anlamaya çalışır ve bu doğrultuda yardımcı olmaya çalışır.
Genel olarak düşünülenlerin aksine psikolog, eğitmen, yargıç, kural koyucu ve ahlakçı değildir. Psikolog öğretmez, yargılamaz, etiketlemez, eleştirmez, sorgulamaz, kınamaz ve tanı koymaz.

Ataşehir Bireysel Terapi

Bireysel terapi, aynı anda sadece tek bir kişiyle yapılan psikoterapi türüdür. Kişi, terapi sürecini tek başına gerçekleştirilir, daha çok sorunun, kişinin kendi bireysel dinamiklerinden kaynaklandığı düşünüldüğü durumlarda tercih edilir. Ancak kaynaklanması durumu bireysel psikoterapiyi dışlamaz. Tam tersi olarak bu durumlara da son derece etkili olarak yaklaşılır.
Bireysel terapi, kişinin kendi iç dünyasına bir yolculuktur. Adeta kendini yeniden keşiftir. Hayata ve sorunlara farklı pencereler ve açılardan bakabilmektedir. Bireysel terapi hizmetinde kişi, içerisinde bulunduğu durumu daha iyi analiz etme, nedenlere farklı pencerelerden ve açılardan bakma, sorunu daha iyi anlama, algılama ve tanımlama becerilerini geliştirir.

Bireysel Terapi Konusunda Gerçekleştirilen Danışmanlık Hizmetleri:
·         Hipnoz ile bireysel danışmanlık,
·         Cinsel taciz,
·         Travma,
·         Korku ve fobiler,
·         Cinsel terapi,
·         Obsesif komplusif bozukluk,
·         Öfke kontrolü,
·         Özgüven eksikliği,
·         Sosyal fobi,
·         Obezite,
·         Kişilik bozuklukları,
·         Ölüm ve yas süreci.